Turc - Anglais
Turc - Anglais
Allemand - Anglais
Français - Anglais
Espagnol - Anglais
Anglais Synonymes
Turc - Anglais Phrases
Synonymes
Phrases
Outils
Ressources
A propos de nous
Contact
Ouvrir session / Souscrivez-vous
Éteindre les lumières
English
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Synonymes
Outils
Ressources
A propos de nous
Contact
Ouvrir session / Souscrivez-vous
EN-TR
Turc - Anglais
Allemand - Anglais
Espagnol - Anglais
Français - Anglais
Anglais Synonymes
Turc - Anglais Phrases
Turc - Anglais
Français - Anglais
Espagnol - Anglais
Allemand - Anglais
Cacher l'historique
Détails de l'historique
Effacer l'historique
Historique :
cargo compartment heating system
ımpôts courants
ser malo para alguien
public utility securities
für etwas ein hindernis sein
a girl
Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau
Historique
Phrases
Sens de
"a girl"
avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 65 résultat(s)
Catégorie
Anglais
Turc
General
1
General
a good girl
n.
iyi bir kız
Be
a good girl
and come down from there.
İyi bir kız
ol ve oradan aşağı in.
More Sentences
Colloquial
2
Colloquial
a young girl
n.
bir genç kız
A young girl
on crutches asked Tom where he lived.
Koltuk değnekli
bir genç kız
Tom'a nerede yaşadığını sordu.
More Sentences
3
Colloquial
a lovely girl
n.
sevimli bir kız
A lovely girl
like that with no one else in the whole world.
Dünyada kimsesi olmayan
sevimli bir kız.
More Sentences
General
4
General
a smasher of a girl
n.
güzel kız
5
General
adopted girl brought up as a servant
n.
ahretlik
6
General
woman sent to see a marriageable girl
n.
görücü
7
General
decision on the future marriage of a boy and a girl in the cradle
n.
beşik kertmesi
8
General
a peach of a girl
n.
çok güzel kız
9
General
girl wearing a hat
n.
şapka giymiş kız
10
General
girl wearing a hat
n.
şapka takmış kız
11
General
a decent-looking girl
n.
eli yüzü düzgün bir kız
12
General
chat up a girl
v.
kız tavlamak
13
General
elope with a girl
v.
kız kaçırmak
14
General
go and see a marriageable girl
v.
görücüye gitmek
15
General
give a girl in marriage
v.
kız vermek
16
General
fight over a girl
v.
kız için kavga etmek
17
General
kidnap a pregnant girl
v.
hamile bir kızı kaçırmak
18
General
scream like a little girl
v.
küçük bir kız gibi bağırmak
19
General
take a girl home
v.
eve kız getirmek
20
General
make a girl laugh
v.
bir kızı güldürmek
21
General
get oneself a girl(friend)
v.
kız ayarlamak
22
General
get a girl(friend)
v.
kız ayarlamak
23
General
fix someone up with a girl
v.
birine kız ayarlamak
Phrases
24
Phrases
once upon a time there was a little girl
expr.
bir zamanlar küçük bir kız varmış
Proverb
25
Proverb
you can take the girl out of the country, but you can't take the country out of a girl
bir kızı ülkesinin dışına çıkarabilirsin ama kızın içinden ülkesini çıkaramazsın
Colloquial
26
Colloquial
I'm a big boy/girl now
expr.
ben büyüdüm artık
27
Colloquial
I'm a big boy/girl now
expr.
ben artık bebek/küçük bir çocuk değilim
Idioms
28
Idioms
a glamour girl
n.
alımlı kız
29
Idioms
a glamor girl
n.
alımlı kız
30
Idioms
a golden girl
n.
altın kız
31
Idioms
a girl/man/person friday
n.
bir iş yerinde her işe bakan kimse
32
Idioms
a girl friday
n.
bir iş yerinde her işe bakan kız
33
Idioms
a glamour girl
n.
şık ve güzel kadın
34
Idioms
a glamor girl
n.
şık ve güzel kadın
35
Idioms
a slip of a boy/girl
n.
ufak tefek zayıf genç erkek/kız
36
Idioms
a girl thing
n.
kızlara özel ve genellikle erkeklerin anlam veremediği durum
37
Idioms
a girl thing
n.
kadınsal bir konu/durum
38
Idioms
a girl thing
n.
kızsal bir konu/durum
39
Idioms
a girl thing
n.
kızlara/kadınlara özgü bir durum
40
Idioms
a girl thing
n.
kızların/kadınların anlayabileceği bir durum
41
Idioms
a girl thing
n.
kadınlara mahsus bir durum
42
Idioms
a girl thing
n.
kadınlar arasında bir şey
43
Idioms
a girl friday
n.
her işe bakan/koşan güvenilir kız
44
Idioms
a girl friday
n.
birçok alanda yardımcı olan güvenilir kız
45
Idioms
a slip of a girl [old-fashioned]
n.
ufak tefek genç erkek
46
Idioms
a slip of a girl [old-fashioned]
n.
çıtı pıtı genç erkek
Speaking
47
Speaking
there's a good girl
expr.
aferin kızıma
48
Speaking
you're not a little girl anymore
expr.
artık küçük bir kız değilsin
49
Speaking
I like this girl a lot
expr.
bu kızdan çok hoşlanıyorum
50
Speaking
I met a girl
expr.
bir kızla tanıştım
51
Speaking
I like this girl a lot
expr.
bu kız çok hoşuma gidiyor
52
Speaking
when i was a little girl
expr.
ben küçük bir kızken
53
Speaking
have you ever been with a girl?
expr.
hiç bir kızla birlikte oldun mu?
54
Speaking
when was the last time you had a girl friend
expr.
en son ne zaman bir kız arkadaşın oldu
55
Speaking
there was a little girl
expr.
küçük bir kız vardı
56
Speaking
I like this girl a lot
expr.
o kızdan çok hoşlanıyorum
57
Speaking
I like this girl a lot
expr.
o kız çok hoşuma gidiyor
58
Speaking
do you have a girl friend?
expr.
sevgilin var mı?
59
Speaking
I have 2 siblings one is a girl and one is a boy
expr.
merhaba benim 2 tane kardeşim var birisi kız birisi erkek
60
Speaking
I have 2 siblings one is a girl and one is a boy
expr.
merhaba benim 2 kardeşim var birisi kız birisi erkek
Medical
61
Medical
a 3 years old girl
n.
üç yaşında bir kız çocuğu
Art
62
Art
girl with a pearl earring
n.
inci küpeli kız
Slang
63
Slang
a call girl
n.
fahişe
64
Slang
a call girl
n.
telekız
65
Slang
pick up a girl/chick
v.
kız tavlamak
×
Pronunciation in context (
out of
)
Pronunciation of a girl
×
Term Options
Proposer une traduction/Corriger
Français Anglais Dictionnaire
Espagnol Anglais Dictionnaire
Allemand Anglais Dictionnaire
Anglais Synonymes Dictionnaire
Google Images
Merriam Webster
Dictionary.com
The Free Dictionary
Abbreviations
Wikipedia in English
Wikipedia in Turkish
Urban Dictionary
German, LEO
Chinese, Dict.Cn
Spanish, SpanishDict
Russian, Multitran.ru
Medical, MedicineNet
İşaret Dili, Signing Savvy